top of page

KONUŞMADA PROBLEM YAŞAYAN ÇOCUKLAR

Güncelleme tarihi: 3 Ara 2019


Pedagog Dr. Cengiz ÇELİK


KONUŞMADA PROBLEM YAŞAYAN ÇOCUKLAR

Dil ve konuşma bozukluğu, ülkemizde en sık rastlanan engel türlerinden biridir. Çoğu aile çocuğundaki kekeme, harfleri yanlış telaffuz etme vb. gibi konuşma bozukluklarını erken dönemde ciddiye almıyor. Ancak bu gibi durumlar zamanında doğru tedavi edilmezse ileride çocuğun hayatında büyük sorunlara yol açabiliyor.

Bebeğiniz emekledi, ilk adımını attı şimdide ağzından dökülecek ilk sözcükleri bekliyorsunuz heyecanla ama onun konuşmaya niyeti yok. Ya da sizin dışınızda hiç kimseyle konuşmuyor, kekeliyor veya tüm çabalarınıza rağmen harfleri yanlış söylüyorsa yolunda gitmeyen bazı şeyler var demektir. (Özgür,2004)

Çocuk hiç konuşmuyorsa ne düşünmeliyim?

İşitme sisteminin normal çalışması, doğru konuşma için gerekli ilk noktadır.

Konuşmanın öğrenilmesi için çocuğun sözcükleri duyması gerekir. Araştırmalar işitme kaybı şüphesi ile teşhis konulması arasında gecen sürecin ortalama 6 ay olduğunu gösteriyor. Yine araştırmalar göstermiş ki işitme kaybı tanısı ne kadar gecikirse, konuşma yetisi o kadar problemli olur. Ağır işitme kaybı olan çocuklarda konuşma kusuru oluşmaması için teşhis erken konmalı ve çocuk 6 aylık olmadan işitme cihazı kullanmaya başlamalıdır. 1998’den beri her yeni doğana İşitme Tarama Testi yapılması bilimsel kurullar tarafından önerilmiştir. Doğum sonrası işitme tarama testlerinin yapıldığı hastaneler de doğan çocuklar da normal konuşma oranı daha yüksektir. Bazen geniz eti çocuklarda orta kulak iltihabına sebep olur bu durum çocuklarda işitme kaybına sebep olur. Bu durum konuşmanın kritik döneminde yaşanıyorsa konuşma gecikmesi ya da hiç konuşmama gibi durumlar ortaya çıkabilir. Aynı şekilde görme kaybı olan çocuklarda da konuşma problemleri gözlenebilir. Bu durum çocukların gördükleri semboller ve nesneleri isimlendirmede sorun yaşatmaktadır. İyi göremeyen çocuklar kavramın parçalarını adlandırmada sorun yaşarlar devamlı hata yapabilirler. Bu durum çocukların hata yapmamak için konuşmayı durdurması veya azaltması sonucunu ortaya çıkarabilir.

Konuşma problemi yaşayan çocukların özellikleri

v Kısıtlı sözcük dağarcıkları vardır.

v Yutma, çiğneme, salya akıtma sorunları olabilir.

v Düşünce ve isteklerini anlatmada zorlanırlar.

v İletişim kurmaya karşı isteksiz davranabilirler.

v Anlaşılmaz sesler çıkarabilirler.

v Çevreyle ve girdikleri yeni ortamlarla uyum güçlükleri yaşayabilirler.

v Yalnız kalmayı tercih edebilirler.

v Dikkat süreleri kısa ve dağınık olabilir.

v Kavramları geç ve yaşıtlarına göre uzun zamanda öğrenirler.

v Bellekleri zayıf olabilir.

v İsteklerini dile getirirken hoş olmayan tepkilerde bulunabilirler.

Böyle bir durumda öncelikle çocuğunuzda işitme sorunu olup olmadığını anlamak için doktora gidin. İşitmeyle ilgili bir sorun yoksa Rehberlik ve Araştırma Merkezlerine başvurarak burada bulunan dil ve konuşma birimi uzmanlarından yardım alabilirsiniz. Çocuğunuzun burada eğitsel tanılanması yapıldıktan sonra uzmanlar size gerekli açıklanmalarda bulunarak çocuğunuzun konuşma eğitiminde bilgi sahibi olmanızı sağlar, çocuğunuzun ihtiyaç duyduğu eğitim için yönlendirmede bulunur. Konuşma terapisti tarafından verilen günlük düzenli yapılan egzersizler sayesinde çocuk akranları gibi konuşma becerisi kazanabilir.

GEÇ KONUŞAN ÇOCUKLAR

Çocuk doğduğu günden itibaren sürekli psikososyal ve psikomotor gelişim süreci içerisindedir. Konuşma da belli ölçüde doğumdan itibaren gelişmeye başlar. En ideal olanı çocuğun yaşına uygun konuşma becerisine kavuşması ve bu yönde herhangi bir gelişim probleminin olmamasıdır.

Çocuklar, genelde ilk altı ayda yavaş yavaş heceler çıkartmaya başlar, (ma ma, ba ba, da da vb.) 12. aydan itibaren kelimler çıkarmaya başlar( anne, baba, mama, dede vb.) 18. aydan itibaren cümle kurmaya başlar (anne gel, baba ver, vb.) Bu gelişim dönemlerinin çok gerisinde kalan çocukların konuşma yönünden incelenmesi gerekir. Çünkü geç konuşma, çocuğun zeka ve sosyal gelişimini kötü yönde etkileyecektir. Bazı çocuklarda hiçbir problemi (anatomik ve psikiyatrik) olmadığı halde konuşmaya geç başlamaktadır. Önemlidir ki; belli bir dönem bekledikten sonra hala konuşmayan çocuklar için çok geç kalmadan gerekli tetkikler yaptırılmalıdır.

işitme sorunu olan çocuklar, dış dünyadan hiçbir ses işitmedikleri ve uyaran almadıkları için konuşmama sorunu onlarda da yoğun bir şekilde görülebilir. Çocuğun konuşma mekanizmasının ve yeteneğinin gelişmesi için dış dünyadan ses uyarısı alması, bunları algılaması, yorumlaması, ayırt etmesi ve bunun sonucunda ona benzer sesleri çıkartması gereklidir. O nedenle konuşmayan çocuklarda işitme yönünün incelenmesi uygun olur.

Konuşmaya negatif etki edecek diğer bir durum ise çocuğun görme sorununun olmasıdır. Bu durum işitme sorunu kadar probleme yol açmasa da çocuğun etrafında olup bitenleri görmesi, nesneleri tanıması, adlarını öğrenmesi, diğer çocuklara uyum sağlaması açısından, görme özrünün olması konuşmayı da olumsuz yönde etkilemektedir.

Bir başka neden olarak sık havale ve epilepsi geçiren çocukları söyleyebiliriz. Bazı çocuklar, normal konuşmaya başladıkları halde, hatta bazı cümleleri yeni yeni kurmaya başlarken, geçirdikleri havaleler ve epileptik nöbetler onların beynindeki işitme ve konuşma merkezini veya ilgili bölümleri zarara uğratabilmektedir. Bu durum, konuşma açısından ciddi sorunlara yol açabilmektedir. Bu nedenle anne babaların çocuklarının havale geçirmelerini engellemeleri önemlidir. Bu durumu olan çocuklarda EEG (Beynindeki sinir hücreleri tarafından hem uyanıklık, hem de uyku halindeyken üretilen elektriksel faaliyetin kağıt üzerine beyin dalgaları halinde yazılmasıdır.) çekilerek ve nörolojik muayene yapılarak kolaylıkla havaleye bağlı sorunlar tespit edilebilir.

Ayrıca kendi halinde olan, çok fazla uyarı almayan çocuklarda, geç konuşma ve iletişim sorunu olabilmektedir. Çocuğun doğduğu andan itibaren insanlar arasında olması, onunla konuşulması, sevilmesi, oyun oynanması onun gerekli çevresel uyarıları alarak konuşmasını hızlandıracaktır. Diğer yandan etrafında fazla insan bulamayan, kendi halinde kalan çocuklarda bu gelişim yavaş olabilmektedir. (Aydınlı,2003)

Ölümün ardından olabildiğince kısa bir sürede gündelik yaşantıya dönün. Kimsenin kendisini bırakmayacağına, onu sevip bakacağına inanabilmesi için, şefkat ve ilginizi sık sık, çok açık bir biçimde gösterin. Sorularına yanıt vermiş olsanız bile o size tekrar tekrar sorabilir.

Sabırlı davranın ve sorularını tekrar tekrar yanıtlayın. Bazen çocuğun sorularının cevaplanması kadar sormaya cesaret edemediği ancak sizin sezdiğiniz ihtiyaçları da önemli olabilir. Bunların hepsi için çocuğu tatmin edecek şekilde açıklama yapmaya dikkat edin. Örneğin "Babam ne zaman geri gelecek?" sorusunun altında, "Bize kim bakacak?", "Bizi kim koruyacak?" korkusu olabileceğinden, yanıtınız şöyle olabilir: "Yavrum, baban maalesef geri gelmeyecek, biz onu artık göremeyeceğiz ama hep seveceğiz. Hep düşüneceğiz. Ama merak etme hayatımız çok fazla değişmeyecek, sen okuluna gidebileceksin, arkadaşlarınla oyun oynamayı sürdürebileceksin. Ben de hep yanında olacağım ve seni koruyacağım."

Çocuk böyle bir durumda yapılması gereken uygun davranışların da ne olduğunu bilemeyebilir. Sorular sorması, hissettiklerini söylemesi için cesaret verin. Kendi başınızdan geçmiş ölüm olaylarında neleri merak ettiğinizi; ailedeki bu kayıpla ilgili olarak yaşadığınız duyguları paylaşın. Ama asla, "Metin olmalısın, ağlamamalısın, sen ağlarsan o da üzülür gibi" sözlerle, neler hissetmesi, neler hissetmemesi gerektiğini söylemeyin.

Size sevgisini göstermesine izin verin. Yakın bir zamanda sevdiği başka insanların ölmeyeceği konusunda güvence verin. Ölüm olayının çocuğun o kişiye yönelik herhangi bir kızgınlığıyla ya da öfkesi ile ilişkili olmadığını özellikle vurgulayın.

Ölen kişinin ölümünden sonra yapılacak törenlere şu ya da bu şekilde çocuğun da katılmasını sağlayın. Cenaze töreninin ne olduğu ve neden yapıldığını ona açıklayın, fakat gelmesi için ısrar etmeyin. Korku içinde olan bir çocuğu cenaze törenine gitmesi için zorlamak doğru değildir. Onun yerine, dua etmesi, bir süre sonra ziyaret etmek amacıyla kabristana götürülmesi uygun olacaktır.

0 görüntüleme0 yorum
bottom of page